Hmmm Dörtlü Anlaşma


Bir çırpıda okunabilen bir kitap bildiğimiz fakat görmezden geldiğimiz şeyleri bizimle tekrar tekrar paylaşıyor.

Toltek bilgelik kitabı olan dört anlaşma ;

1. Kullandığınız sözcükleri özenle seçin.

2. Hiçbir şeyi kişisel algılamayın.

3. Varsayımda bulunmayın
4. Daima yapabildiğiniz en iyisini yapın.




Kitaptan beğendiğim bazı cümleler:
  • Gerçek sevgi, diğer insanları değiştirmeye çalışmadan oldukları gibi kabul edebilmektir.
  • Gerçeği kabul etmek iyileşmenin başlangıcıdır ve bir süre içinde her şey daha iyiye doğru düzelecektir.
  • Kara büyünün en kotü şekli dedikodudur. Dedikodu saf zehirdir.



Evrenden Torpilim Var



Hepsiburada'dan aldığım Evrenden Torpilim Var kitabı ertesi gün hasarsız bir şekilde elime ulaştı. Kitabı değerli arkadaşım ekmekarasıbiber'in tavsiyesi ile aldım. Umarım kitabı bir an önce bitirip değerlendirebilirim. İyi okumalar hepinize


Bir Garip Orhan Veli

Orhan Veli Kanık

Orhan Veli Kanık Kimdir?

Orhan Veli Kanık, İstanbul Beykoz semtine bağlı Yalıköyü'nde 13 Nisan 1914 tarihinde dünyaya geldi. Babası Cumhurbaşkanlığı Armoni Orkestrası şefi Mehmet Veli Kanık, annesi Fatma Nigar Hanım'dır.

Orhan Veli ailenin ilk çouğudur. Mizah yazarı Adnan Veli Kanık'ın ağabeyidir ve Firuzan adında bir kız kardeşi vardır. Anafartalar İlkokulu'nun ana sınıfında temel eğitimine başladı. 1921 yılında ilköğrenimi için Galatasaray Lisesi'ne gönderildi. Dördüncü sınıfa kadar bu okula devam etti.
Babası 1925 yılında Cumhurbaşkanlığı Bando şefliğine tayin olunca Ankara'ya taşındı. Burada Gazi İlkokulu'nu bitiren Kanık, orta öğrenimini için yatılı olarak Ankara Erkek Lisesi'ne gitti.

Orhan Veli Kanık'ın edebiyata ilgisini ilk fark eden kişi,ilkokul öğretmeni Sedat Bey oldu ve bu konuda yetenekli gördüğü öğrenisini yazmaya teşvik etti. Kanık'ın çocukluk yıllarında kaleme aldığı ilk öyküsü,"Çocuk Dünyası" eski yazıyla basılan dergide yayımlandı.

Ankara'da geçen lise yıllarında Kanık, Oktay Rıfat Horozcu'yla tanıştı ve Melih Cevdet Anday'la arkadaş oldu. Ortak duygu ve düşüncelerle bağlı oldukları edebiyat zevki, üç arkadaşı birbirine yakınlaştırdı.
Bu üç arkadaş kendi görüşlerini ifade edebilmek ve kaleme aldıkları yazıları, şiirleri yayımlayabilmek için Ankara Lisesi okul kooperatifinin finansörlüğünde, “Sesimiz”adını verdikleri bir dergi çıkarmaya başladı. Kanık, okul arkadaşı Hıfzı Oğuz Bekata‘nın etkisinde kalarak, düz yazıdan manzumeye geçti ve ilk şiirleri bu dergide basıldı.
Üç genç şair, çıktıkları bu edebiyat yolculuğunda, öğretmenleri arasında yer alan ünlü şair Ahmet Hamdi Tanpınar başta olmak üzere, Halil Vedat Fıratlı ve Yahya Saim Sinanoğlu‘nun büyük desteğini gördü.
Orhan Veli yüksek öğrenimine İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin felsefe bölümünde devam etti. Yazmaya olan düşkünlüğünden vazgeçmeyen Kanık, üniversite döneminde de oldukça aktifti.
Kendi fakültesinin öğrenci grubu başkanı seçilmesinin yanı sıra, eski okulu olan Galatasaray Lisesi'nde, yardımcı öğretmen olarak görev yaptı. 1936 senesinde, lisans eğitimini bırakmaya karar veren Kanık, ertesi sene Ankara'ya geri döndü.
Ankara'da bir süre, PTT Genel Müdürlüğü Telgraf İşleri Reisliği Nizamlar Bürosu'nda memur olarak çalıştı.
Aynı sene, şairin yazınsal kimliğini tam olarak ifade eden, biçim ve üslup bakımından tarzını bulmuş olan ilk şiirleri Nahit Sırrı Örik‘in desteğiyle, “Varlık” dergisinde yayımlandı. Genellikle aşk, özlem, çocukluk anıları gibi temaları yoğun bir duygusallıkla işlediği bu şiirlerin büyük bir kısmında, “Mehmet Ali Sel” takma adını kullandı. Adını edebiyat çevrelerine duyurmayı başaran Kanık, 1936-1942 seneleri arasında, dönemin popüler kültür-sanat dergilerinden İnsan, Ses, Gençlik, Küllük, Inkilapçı Gençlik, Demet, İşte ve Aile'de manzume ve düz yazılarıyla yer aldı.
Daha sonra Melih Cevdet ve Oktay Rıfat ile birlikte çıkardıkları “Garip” adlı şiir kitabıyla, Türk edebiyat tarihinde, ''Garipçilik'' (Birinci Yeni) ismi verilen yeni bir şiir akımı başlattı.
Halk dilinde, yalın bir ifade tarzıyla manzumeler kaleme alan Garipçiler, hicivsel unsurlar ve mizah öğeleri kullanmak suretiyle, gündelik olayların da söz konusu yapılabileceğini gözler önüne serdi.
Orhan Veli Kanık, Garip'in kendisi tarafından kaleme alınan önsözünde, hece ölçüsü ve uyağın şiiri yozlaştırdığını söylüyor ve onlara göre şiirin, insanın beş duyusuna değil, beynine seslenen bir söz sanatı olduğunu söylüyordu. Şiire, egemen sınıfların beğenilerinin sonucu yerleşen kalıplaşmış öğeler kaldırılmalı, şairaneliğe son verilmeli ve şiir toplumun çoğunluğuna seslenmeliydi. Bu amaç da yalnızca yeni yollar ve yeni araçlarla gerçekleştirilebilirdi.
II.Dünya Savaşı‘nın neden olduğu gerginlik nedeniyle uzatılan askerlik görevini, 1945 senesinde, yedek subay rütbesiyle tamamlayan Kanık sonrasında Ankara'ya dönerek, Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'nda tercümanlık yapmaya başladı.
Burada, Azra Erhat, Oktay Rıfat ve Erol Güney ile birlikte ortak çeviri çalışmaları yürütürken, 1947 senesinde, Reşat Şemsettin Sirer‘in Milli Eğitim Bakanı olmasıyla birlikte, yeni bakanlık yönetimini “antidemokratik ve tutucu” davranmakla suçlayarak, görevinden istifa etti.
Ardından, Mehmet Ali Aybar tarafından yayımlanan, “Hür” ve “Zincirli Hürriyet” isimli gazetelerde, siyasal, sosyal, kültürel ve edebi konular üzerine eleştirel yazılar kaleme almaya başladı. 1948 senesinde ise, bir süre, Ulus gazetesinde, “Yolcu Notları” başlığı altında makaleler yazdı.
1 Ocak 1949'da, iki sayfalık “Yaprak” adlı kültür-sanat dergisini çıkarmaya başladı. 15 günde bir yayımlanan derginin ömrü, finansman sorunu yüzünden kısa sürdü ve 28 sayıyla sınırlı kaldı. Yaprak'ın yayım hayatı, 15 Haziran 1950 tarihinde sona erince, Kanık, İstanbul'a taşınmaya karar verdi. Aynı sene, Nazım Hikmet‘in yazılarından dolayı mahkum edilmesini protesto etti ve düşünce özgürlüğüne imkan verilmediğini öne sürerek, yakın dostları Melih Cevdet ve Oktay Rıfat ile birlikte, şairin serbest bırakılması için 3 gün boyunca açlık grevi yaptı. Bu eylemiyle, siyaset ve edebiyat çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.
Aynı yılın Kasım ayında, bir haftalığına Ankara'ya gelen Kanık, 10 Kasım 1950 gecesinde, onarım için kazılmış, üzeri kapatılmamış bir çukura düşerek ayağını incitti. Daha sonra İstanbul'a dönen Kanık, bir arkadaş ziyareti sırasında aniden fenalaşması üzerine Cerrahpaşa Hastanesi'ne kaldırıldı. Orhan Veli Kanık, 14 Kasım 1950 tarihinde, beyin kanaması sonucu girdiği komada yaşamını yitirdi.
Cenazesi, Rumelihisarı‘nda bulunan Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa verildi. Yakın arkadaşları tarafından 1 Şubat 1951 tarihinde anısına ''Son Yaprak'' adlı tek baskılık bir dergi yayımlandı.



Kaynakça:

https://www.timeturk.com/orhan-veli-kanik/biyografi-781917
http://www.star.com.tr/yasam/orhan-veli-kanik-kimdir-neden-doodle-oldu-orhan-veli-kanik-siirleri-hayat-hikayesi-nedir-haber-1331091/

Ben Kim Kafaya Takmak Kim


Merhaba değerli Arkadaşlar,

Sizlere son okuduğum kitabı tanıtmak istiyorum. Kitap iki milyon takipçisi olan  Amerikalı bir blog yazarı Mark Manson tarafından kaleme alınmış. The Beatles eski gitaristi Pete Best, Buda, Hiroo Onoda, Dave Mustaine ve kendi hayatından örnekler vererek yazılmış. Hiroo Onoda ikinci dünya  savaşı bittiği halde çarpışmaya nasıl devam etti? Pamuklara sarılmış bir hayatı yaşayan prens Buda saraydan neden kaçtı? Bu vb soruların cevaplarını bulabileceğiniz bir kitap.  


Kitap,hiçbir şeyi kafanıza takmamayı öğütlemiyor. Kitabın adı, satışı artırabilecek bir oyun halinde
Yazarın tavsiyesi önemsiz şeyleri kendinize dert etmeyip, neyi kafaya takıp neyi kafanıza takmayacağınızı karar verebilmemiz. büyük sıkıntılar üzerinde yoğunlaşmamızı
tavsiye ediyor.
Kitabın bir diğer önemli kısmı ise, sürekli olumlu düşünmenin hayatın sorunları için geçerli bir çözüm değil, bir inkar biçimi olduğunun ifade edildiği kısımdı, ancak kitap genel olarak popüler olmaktan öteye geçemiyor.


Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı

Mark Manson

Bir Ayrılık Şarkısı

Ferdi Tayfur-Seda Yelleri
Ferdi Tayfur-Hatıran Yeter

Psikolojim Bozuk Diyorsanız...

İyi Hissetmek
Merhaba Arkadaşlar,

Sizlere kulak misafiri olduktan sonra aldığım bir kitabı (tabiki okuyunca benimde çok işime yarayan) tanıtmak istiyorum. Olay kısaca anlatmam gerekirse:

"-Gardaş ben ilkokuldan beri kitap okumadım ama bu kitabı-resimde görmüş olduğunuz ki o iyi hissetmek kitabı oluyor-okuman lazım. Bana da bir hocam tavsiye etti. Pahalı mahalı gardaş ama mutlaka oku" sözünden sonra kitap okumayı seven birisi olarak- ki elbette araştırdım sonrasında okumaya karar verdim. Okumaya başladığım süre depresyonda olduğum bir zaman dilimine denk geldi. Kitabın içeriğinden kısaca sizlere bahsetmem gerekirse,

İyi Hissetmek Yeni Duygu Durum Tedavisi kitabı dünya çapında 3 milyondan fazla satışı gerçekleşmiş ve depresyon üzerine yazılmış 1000 kitap arasında en iyilerden birisi sayılabilir. Doktorların depresyondaki hastalarına sık tavsiye ettiği bir kitaplardan birisidir. Dr. Burns'ün yazdığı bu kitap bilimsel çalışmalara konu olmuş ve hastaların kitabı okuduktan sonra depresyonda olan hastaların antidepresan kullanan hastalara göre daha çabuk iyileşme gösterdikleri gözlenmiştir. Kitap içerisinde bulunan testler ve yönlendirmelerde depresyon halinde bulunan kişilere yardımcı olmayı sağlıyor.
Dr.David Burns

Psikolojim Bozuk Diyorsanız...